KİTAP YURDU

internet kitapçınız kitapyurdu.com'dan binlerce kitaba ulaşabilirsiniz.

5 Nisan 2013 Cuma

Matematiksel espriler



iki kümenin kesişim noktasını hep karalıyoruz ya, işte ona "2 arada 1 derede kalmak" diyoruz


b1r m4t3m4t1kç1 0larak g3r3k1r5e r4k4ml4r1 k0nuştururum...


2+2=3 gibidir aşk... hep bir şeyler eksik.


kafanızdaki bilgi kirliğinden kurtulmanız için size "mate-matik dağ kokulu"yu öneriyorum.


piiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiii sayısı.


düşünüyorum, öyleyse varsayım


deveye “boynun niye eğri?” diye sormuşlar, integral hesabını yapıp vermiş... a+'yla geçmiş.


bir matematikçi için aşk; “birinci dereceden bir bilinmeyenli denklem”in ta kendisidir


hayata bakış açımız çok önemlidir. yanımızdaki kızı kesen adama dik açıyla, güzel kızları tespit etmek için ortama geniş açıyla bakmalıyız.


matematiği gerçek hayatta insanlar üzerinde “sadeleştirme” işlemi yaparken kullanabilirsiniz


türkler için ondalık sayı yoktur.
 bkz:
+ne kadar o etek?
-35,50 abla!
+he 35 diyorsun, düz 30 olur mu?


şu matrisin önü bir dikdörtgen alan, bir tek pisagoru sevdim, gerisi çarpan…


bu hayatta x'e bile değer vermeyeceksin


sana değer verip aşkı bulacağıma, x e değer verip y yi bulurum.


+pi sayısı hocam
-eee ne olmuş ona
+iki ile çarpınca pipi sayısı oluyo hocam
ve sonra matematikten kalmak.


yarım saattir ' k ' doğrusuyla kesişiyorum. kesin benden hoşlanıyor..
' t doğrusu '

Bedava reklam site ve blog tanıtımı: LapTop Çekilişi Hakkında Duyuru

Bedava reklam site ve blog tanıtımı: LapTop Çekilişi Hakkında Duyuru: Merhaba değerli site sahibi kardeşlerimiz.. Sabahtan beri gelen adayların blog isimlerini listelemekle uğraşıyoruz çekiliş için :) Herbi...

4 Nisan 2013 Perşembe

Matematiksel Espriler



DOĞAL SAYILAR

Doğal sayılar sağlığınız için daha yararlıdır. 

DESCARTES

Rene Descartes bir gün bir lokantada yemek yerken garson gelir ve başka birşey yemeyi düşünüp düşünmediğini sorar. Descartes bunun üzerine - Düşünmüyorum. yanıtını verir ve birden ortadan kaybolmaya başlar. 

SON GÜNÜNÜZDE NE YAPARDINIZ?

Ömrümün son gününü bir matematik sınıfında geçirmek isterdim. Böylece çok daha uzun bir son gün yaşamış olurdum. 83 - 7 

Soru: 83'ten 7'yi kaç kez çıkarabilirsiniz ve sonuçta kaç kalır? 
Cevap:İstediğim kadar çıkarabilirim. Sonuçta hep 76 kalır. 

SABİT KARELER

Soru:Kareleri hareket etmekten koruyan nedir. Cevap:Karekökleri 

BARİZ Mİ?

Öğrenci sınav kağıdında bir adımı bariz diyerek geçmiştir. Değerlendirme sonrası sınav kağıtları kontrol edilirken o kısımda bir not görür. Asistan yazmıştır ki: - İlk bakışta pekte bariz gelmemişti fakat üzerinde bir saat düşündükten sonra bariz olduğunu anladım. 

İNSAN TÜRLERİ

I İki çeşit insan vardır; insanların ikiye ayrılabileceğine inananlar ve buna inanmayanlar. 

İNSAN TÜRLERİ II

İki tür insan vardır: bu iki kategoriden birine sokulabilenler ve sokulamayanlar. 

İNSAN TÜRLERİ III

10 çeşit insan vardır. İkilik sayı düzenini anlayanlar ve anlamayanlar. 

MATEMATİKÇİ TÜRLERİ

Üç çesit matematikçi vardır: saymasını bilenler ve saymasını bilmeyenler. 

ANALİZ

Analizin de bir limiti vardır. YAŞLI 

MATEMATİKÇİLER

Matematikçiler yaşlanınca ölmezler, sadece bir takım fonksiyonlarını kaybederler. 

'e' SAYISI NİÇİN 'pi' SAYINDAN DAHA ÜSTÜNDÜR.

Telaffuzu daha kolaydır.
'e' sayısı klavyede kolayca bulunabilir, fakat 'pi' sayısı öyle değildir.
ln(pi1) acaip bir sayıdır, fakat ln(e1) 1'dir.
'e' sayısı analizde kullanılır, fakat 'pi' sayısı bebek geometrisinde bile kullanılır.
Çarkıfelek yarışmasında en çok kullanılan ünlü harf 'e''dir.
'e' sayısı Euler sayısı demektir, 'pi' sayısının böyle bir anlamı yoktur
'e' sayısını kullanabilmek için Yunan alfabesine bulaşmanız gerekmez. 

'pi' SAYISI NİÇİN 'e' SAYINDAN DAHA ÜSTÜNDÜR.

'e' sayısını telaffuz etmek fazlasıyla kolaydır.
'e' sayısı 2,718281828459045... şeklinde devam ettiğinden ezberlenmesi çok kolaydır, halbuki 'pi' sayısını ezberlemek hüner ister.
'e' sayısına kolayca ulaşabilirsiniz, klavyede bile vardır. Fakat 'pi' sayısı asil bir sayı olduğundan ona ulaşabilmek için Word programının 'Sembol ekle' kısmına girmelisiniz.
'e' sayısının sonsuz seriler olarak ifade etmek kolaydır, 'pi' sayısını ifade edebilmekse oldukça zordur.
'e' sayısını Analiz derslerine başladığınızda görür ve anlarsınız, fakat 'pi' sayısını görmenizin üzerinden ıyllar geçer ve hala anlamamışsınızdır.
İnsanlar Euler sayısı (e) ile Euler sabiti (gama) sayılarını kolayca karıştırabilirler, fakat tek bir 'pi' sayısı olduğundan 'pi' sayısı için böyle bir durum yoktur.
'e' sayısı bir kişinin ismini temsil eder, fakat 'pi' sayısı kendini temsil eder.
'pi' demek 'Euler sayısı' demekten çok daha kolaydır. 'pi' diyebilmek için 'Euler' isminin 'Öıler' olarak okunduğunu bilmenize gerek yoktur. 

KOMPLEKS HAYAT

Hayat komplekstir. Gerçek ve sanal bileşenleri vardır. 

BÜYÜK BEYİN 

Küçük beyinler kişileri konuşur, orta beyinler olayları, büyük beyinlerse fikirleri tartışır. Daha büyük beyinlerse matematikle uğraşır. 

YARDIM HATTI

Matematik problemleriniz mi var? 0-800-[(10x)(13i)^2]-[sin(xı)/2.362x] numaralı telefonu arayın yeter.



TÜM SAYILAR SIKICIDIR

Teorem: Tüm sayılar sıkıcıdır. İspat: Tersini düşünelim. x sayısı sıkıcı olmayan bir sayı olsun. Amaan, boşver... 

TÜM POZİTİF TAMSAYILAR İLGİNÇTİR

Teorem: Tüm pozitif tamsayılar ilginçtir. İspat: Tersini varsayalım.O halde ilginç olmayan tamsayıların içinde biri bulunabilir ki en küçükleridir. Hey, bu çok ilginç! Çelişki... 

TÜM ATLAR AYNI RENKTEDİR

Teorem: Tüm atlar aynı renktedir. İspat: Tümevarım kullanalım. n = 1 için ifadenin doğruluğu açıktır (bir at aynı renktedir). n = k için iddianın doğru olduğunu kabul edelim, yani k tane at aynı renktedir. n = k + 1 için ispatlamalıyız. k + 1 tane at gözönüne alalım ve bunlara 1'den k+1'e kadar numaralar verelim. '1' numaralı atı dışarıya alırsak az önceki kabulümüzden dolayı kalan k tane at aynı renkte olacaktır. aynı işlemi '2', '3', ... , 'k+1' numaralı atlar için tekrarladığımızda da aynı durum olacaktır. Dolayısıyla tüm atlar aynı renktedir. 

HERŞEY. AYNI RENKTEDİR

Teorem: Herşey aynı renktedir. İspat: Bir önceki teorem kullanılarak denebilir ki: "Her x için, eğer x bir atsa, x aynı
renktedir". Burada kullanılan "x bir atsa" ifadesi herşey için kullanılabileceğinden herşey
aynı renktedir. 

Beğendiyseniz yorum yapmayı unutmayalım lütfenSmile

2 Nisan 2013 Salı

Matematik kaygısını yenmek mümkün mü?


Matematik kaygısını yenmek mümkün mü?

Matematiğin zihinsel ve düşünsel gelişime olumlu katkıları, çocukların ve gençlerin matematikten korkmamasının ve sevmesinin akademik başarıyı olumlu yönde etkilediği bu konudaki tüm araştırmaların ortak sonucudur



Matematik kaygısını yenmek mümkün mü?
Sürekli gelişen ve yenilenen dünya düzeninde eğitim sadece ihtiyaç veya kazanılan bir hak değil, değişimin ve gelişimin yönetilmesindeki bir araçtır. Çağımız; matematiği anlamayı, matematiği günlük ve iş yaşamında kullanabilmeyi gerektirmektedir. Bu nedenle günümüzde ilköğretim öğrencilerinde matematiksel bilgi ve kavramaların öğretimi ve yapılandırılması giderek daha önem kazanmaktadır. Öğrencinin günlük hayatının her safhasında kullanacağı sınıflama, sayma, sıralama, ölçüm yapma, problem çözme ve analiz etme gibi kavramları, bunlarla ilişkili becerileri ve matematiksel düşünme becerilerini kazanması çevreyle, toplumla ve kendisiyle kuracağı ilişkilerdeki uyum açısından gereklidir. Değişen dünyamızda, matematiği anlayan ve matematiği yapanlar, geleceğini şekillendirmede daha fazla seçeneğe sahip olmaktadır.
Matematiğin zihinsel ve düşünsel gelişime olumlu katkıları, çocukların ve gençlerin matematikten korkmamasının ve sevmesinin akademik başarıyı olumlu yönde etkilediği bu konudaki tüm araştırmaların ortak sonucudur. Öğrencilerin birçoğu hata yapma korkusuyla matematik etkinliklerinden uzak durmaktadır. Matematiği öğrenmenin zorluğu matematiğin kendi yapısından olduğu kadar, ona karşı geliştirilen önyargı ve korkulardan da kaynaklanmaktadır.
Yapılan araştırmalar ülkemizde matematik korkusunun, matematik başarısını düşürmekte olduğunu, aynı zamanda düşen başarının da matematikten daha uzaklaşmaya yol açtığını göstermektedir. Bu korkuyu yenmek için matematiği sevdirecek, daha kolay anlaşılmasını sağlayacak yöntemlerin kullanılmasına ihtiyaç doğmaktadır.
Biliyoruz ki ülkemizde bireyin geleceği sınavlarla belirlenir. Matematik sorularının yukarıda saydığım tüm nedenlerden ötürü öğrenciler tarafından daha az çözülmesi,  sınavlarda matematik sorularının dolayısıyla da matematik dersinin belirleyici olmasına yol açmaktadır. Bu durum matematiği zayıf olan bir öğrencide derse karşı kaygı oluşmasına neden olur. Aile ve sosyal çevre de gelecek kaygısını, dolayısı ile matematik dersine duyulan kaygıyı körükler. Hep tanık olmuşuzdur, öğrenciye derslerinin durumu ile ilgili sorulan sorularda ilk sırayı matematik alır. Matematikte başarılı ise öğrencinin başı okşanır, değilse pek onaylanmaz ve daha çok çalışması vurgulanır. Bu durum; dersin gereğinden fazla önemsenmesine neden olur.
Okullarda ise özellikle ilköğretimde somut işlemler dönemindeki öğrencinin soyut kavramlarla karşılaşması onun konuları kavramasını zorlaştırır. Bu yüzden soyut kavramların yeterince somutlaştırılamaması, öğrencinin konu öğrendiği konuların bilgi düzeyinde kalmasına, kavrama ve uygulama düzeyine geçememesine neden olacaktır. Bu durum öğrencinin, zihin yapısı içinde problem çözme becerisini geliştirememesine neden olacak ve öğrenci zorlu matematik konularına korku ile yaklaşacaktır.
Peki, çocuklarımızı matematik korkusundan kurtarmanın bir yolu yok mudur? Bu korkunun önüne geçmek için öncelikle korkunun sebeplerini ortadan kaldırmak gerekir. Öğrencinin gerçekleştireceği başarılar, matematiğe karşı olumsuz deneyimlerinin izlerini ortadan kaldıracaktır. Öğretmenlerin dersi sevdirebilecek etkinlikler düzenlemesi, soyut kavramları somutlaştırarak anlatması, dersin verimli çalışma metotlarını öğretmesi ve öğrencinin olumsuz tutum sergilemesine yol açabilecek davranışlardan sakınması öğrencilerin derse karşı olumsuz tutumlarını olumluya çevirecektir. Aileler de öğrencinin kaygısını körükleyecek söylemleri bırakmalı ve ona destek olacak söylemleri kullanmalıdır. Ebeveynler çocuklarına matematik dersinden başarılı olabileceğini belirterek onları yüreklendirmelidir. Son yıllarda yapılan araştırmalar, ailece yapılan eğitimlerin çok daha verimli olduğunu göstermektedir. Velilerin bilinçli yardımı ve desteği, baskıdan uzak ancak sıkı takibi, öğretmeni ile ilgili işbirliği sayesinde öğrencinin matematikteki başarısı daha kolay ve kalıcı olacaktır.
Bir bilgenin yanına genç bir çocuk gelir ve “Ben adam olabilir miyim?” diye sorar. Bilge de ona adam olması için üç diploması olması gerektiğini söyler. Bu cevabı alan genç oradan ayrılır. Yıllar sonra üç diplomayla bilgenin yanına gelir. Aldığı üç diplomayı göstererek “Şimdi adam olabilir miyim?” diye sorar. Genç adamın elindeki diplomaları inceleyen bilge “Hayır.” cevabını verir. Gencin “Neden?’ sorusuna bilge adam “İstediğim üç diploma, dedenin, babanın ve senin aldığın üç diploma olacaktı” der. Bilgenin dediği gibi çocuklarımızın ve torunlarımızın daha iyi gelişmesi bizim gelişmemizle çok yakından bağlantılıdır.
Aslında matematik korkusunun kaynağı büyüklerimizdir. Onlar da matematik ilgili bu yanlış düşünceleri büyüklerinden almışlardır. Eğer eğitimciler olarak bu yanlışları düzeltmezsek aynı zararlı ve yanlış düşünceler çocuklarımız ve torunlarımıza bir miras olarak geçecektir. Bu durum giydiğimiz bir ceket, pantolon veya düğmeli bir elbisenin düğmesini yanlış iliklemeye benziyor. Eğer ilk düğmeyi yanlış iliklersek diğer düğmeleri de otomatikman yanlış iliklemiş oluruz. Bu durumu düzeltmek için bütün düğmeleri söküp tekrar ilk düğmeyi iliklemek gerekir. Ancak bu yapıldığı zaman matematiğin aydınlık yüzü ile karşılaşacağız. Bunun sonucunda matematiğe yeniden merhaba diyeceğiz. Bu yüzleşme ile çocuklarımızın ve torunlarımızın matematikle barış ilan etmelerini sağlayacağız.
Emel UYSAL
Matematik Böl. Bşk.
Ulus Özel Musevi İlköğretim Okulu

30 Mart 2013 Cumartesi

Matematik paradoksları

Bu Cümle Yanlış (İnanmayın, Ben Hep Yalan Söylerim) Yilbasi iphone Image Banner 890 x 150 Mor bir inek görmedim daha ama bir tane görecek olsam, kuzgunların kara olma olasılığı daha da yüksek olur muydu acaba? Bu Cümle Yanlış (İnanmayın, Ben Hep Yalan Söylerim) Başlığa bakın! Bu cümle yanlışsa, cümle doğrudur. Doğruysa peki? Yanlıştır. Çık bakalım işin içinden. Doğruysa yanlış, yanlışsa doğru! Berberin biri, kapısına bir ilan asmış: kendini tıraş edebilen kimseyi tıraş etmem. Kendini tıraş edeme­yenler buyursun. Peki berber kendini tıraş edebilecek mi? video_easy_728_90 Kendini tıraş etmeye kalksa, kendini tıraş edebilen birisi olacağına göre kendisini tıraş etmemesi ge­rek. O halde kendisini tıraş edemez. Ama o zaman kendisini tıraş edemeyen birisi olur. O zaman da kendisini tıraş etmesi gerekir. Hadi bakalım, çık işin içinden. İyi de, belki de berber kadındır! Uzay yolculuğuna çıkan bir zaman yolcusu, diyelim ki iniş yaparken, kaza eseri birini ezerek öldürsün. Sonra eve dönünce öldürdüğü şahsın 5. kuşaktan büyük dedesi olduğunu keşfetsin. Peki kendisi na­sıl doğmuş olabilir ki? Bu paradokslar mantığa ne kadar ters geliyor, değil mi arkadaşlar? Matematikçiler zor problemler­den hoşlanır diye, bunlarla karşılaşan her tanıdığı­nız karşınıza dikilir, “haydi bakalım çöz de görelim” der gibi gözünüzün içine bakar. Ben şahsen bu tür sırat köprüsü işlerden pek hoşlanmam. Bir kere in­sanın yüzü kızarıyor. İkincisi, iyi de matematikçisin diye, dünyanın en içinden çıkılamaz problemlerini çözmeye mecbur muyuz yani!? Bir zaman sonra in­san kendisi de buna inanıyor ve bütün bunlar gece rüyalarına giriyor. Sıra sıra Pi sayıları, rap rap üstünüze geliyor: “Ben tam olarak kaçım? Hadi bul, hadi bul!” Daireler yu-varlana yuvarlana gösteri yapıyor: “Alanıma eşit ka­re bul, yoksa karışmam.” e sayısı hınzır hınzır gü­lümsüyor: “Her yerde karşınızdayım, hâlâ sırrımı çö­zemediniz!” Neyse bunlara alıştık. Biliyorsunuz bizim bir sitemiz var “Matematik Bir Oyundur” diye. Gün geçmiyor ki, genç bir matematik aşığı ileti göndermesin: “Sı­fır niye böyle? Neden hizada durmuyor? Niye “be­nimle bölme yapmayın” diye işleri bozuyor? Bu sı­fırdan kurtulalım, olmamış, yapamamışsınız. Yazık size matematikçiler.” Ertesi gece, sıfır toplamış ba­vulunu, kapıya yönelmiş, her taraf hercümerç, ne düzen kalmış ne saygı! “Etme sıfır, yapma sıfır!” yal­var yakar oluyorsun; o burnu havada “Ben onlu sis­temin şifresiyim, beni bilmeyen bilsin, vakti geleli hanidir!” diye caz yapıyor. Bu sorulara bir yanıt var da, şu yukarıda yazdığıma benzer paradokslar beni yoruyor! Hele bir tanesi var ki, hepsini geride bırakır. Şimdi düşünün: “Bü­tün kuzgunlar siyahtır” önermesini ele alalım. Bu, “siyah olmayanların hiçbiri kuzgun değildir” öner­mesi ile aynı şey değil midir?. Evet öyledir. O hal­de ne kuzgun ne de siyah olan bir şey gözlemiş ol­makla, siyah kuzgun gözlemiş olmak aynı şey mi­dir? Ve siyah olmayan bir şey gözlemekle kuzgun­ların siyah olduğu önermemizi desteklemiş olur muyuz? Sezgilerimiz bize mor inek görmekle ya da kırmızı bir elma görmekle kuzgunların siyah olduğu arasında bir ilişki olmadığını söylüyor. Girişte verdiğim Gelett Burgess’in şiiri işte bu tuhaf­lığı gırgıra alıyor. Açıkça “bütün kuzgunlar siyahtır” önermesi ile “si­yah olmayan hiçbir şey kuzgun değildir” önermesi­nin özdeş oluşu, sezgilerimize ters sonuçlar doğu­ruyor. Bu paradoks, kuzgun paradoksu diye biliniyor. Tü-mevarımcı muhakeme, ciddi bir yara alıyor gibi. Gerisi, yani tümevarımcı muhakemenin hatalı ol­ması, matematiğin temellerini sarsan bir deprem sayılır. Şimdiye kadar yapılmış onca ispatın çöpe atılması ve matematik yapısının baştan çatırdaması anlamına geliyor. Neyse ki, “siyah olmayanların hiçbirisi kuzgun değildir” önermesi, tür olarak, ge­nellemeye uygun bir önerme değil. Yani, kuzgun-siyah ilişkisi genellemeye uygun ve bu genelleme­den “siyah değil-kuzgun değil” çıkarsanabiliyor. An­cak “siyah değil-kuzgun değil” önermesinden “kuz-gun-siyah” çıkarsanamıyor. Bu bize tümevarımcı muhakemenin sınırları hakkında açıklık kazandırı­yor. Alın size bir beyin ütüleyici daha: Bir küçük çocuk, Nil Nehri’nin kenarında oynarken, nehirden çıkan bir timsah çocuğu kapar. Hemen oradaki annesi feryat figan, timsaha yalvarır: “n’olur yavrumu ba­na bağışla, onu bırak!” Öykü bu ya, timsah dile ge­lir: “Yavrunu ne yapacağımı bilirsen onu sana geri veririm, aksi halde yerim” der. Acaba anne ne de­melidir? Annenin işi mi zor, timsahın işi mi? İşte böyle işler. Matematiğin büyüsü, bu paradoks­larla gölgelenmiyor. Tam tersine, onları da yarata­bildiği için daha da parlıyor!

29 Mart 2013 Cuma

Eğlenceli Matematik Soruları [Çok Komik]


Mizu Jpeg Banners 800x600 Image Banner
Asgari ücretle çalışan biri , maaşının 3 ‘ te 2 ‘ siyle ev kirasını ödemekte , geri kalanın 4 ‘ te 3 ‘ üyle faturaları yatırmakta ve 1 adet balonlu sakız almaktadır . Artan bozukluklarla zıkkımın karekökünü çarparsa kaç liralık çekirdek alabilir ?
A ) Bir külah 
B ) Çekirdek sevmemelidir
C ) Çekirdek yerine pasta alsın
D ) Bakkalın veresiye verdiği kadar 
E ) Beni ilgilendirmez
2 metre derinliğindeki bir havuz 2 tane muslukla 5 saatte dolmaktadır . Sular aniden kesilince , bir tane bile faturanın ödenmediği anlaşıldığında havus kaç saatte dolmamaktadır ?
A ) Abonesine bağlı 
B ) Tanıdığını bağlı 
C ) İndim Havuz Başına ‘ yı söyleyene kadar 
D ) Yağmur yağana kadar 
E ) Banane
8 kişilik bir ailenin masrafı , ay başında eve giren paranın 3 katıdır . Ay ortasında maaşın % 99 ‘ u bitince babanın gözü 360 derece dönmektedir . Evin babası çığırından çıkınca kaç kalır ? 
A ) 5 yıldan 10 yıla kadar hapis 
B ) Bir kasa limon 
C ) Tek böbrek 
D ) Eksi bir 
E ) Huni
Melahat ‘ in yaşı Nebahat ‘ ın yaşının 2 katıdır . Bu yüzden Nebahat ‘ ı çekememektedir . Günün 3 ‘ te 2 ‘ sinde Nebahat ‘ ı çekiştiren Melehat hiç durmadan Nebahat ‘ in kuyusunu kazmakta ve kendisine 180 kilometre hızla nazar değdirmeye çalışmaktadır . Bir gün Nebahat ‘ in 36 parçalık yemek takımını 30 ‘ u aniden kırılmıştır . Bunun sorumlusu kimdir ? 
A ) Bush 
B ) Artçı deprem 
C ) Melahat ‘ in nazarı 
D ) Örümcek adam 
E ) Kadir İnanır
Bir otobüste ayakta duranların sayısı oturanların sayısından bayağı fazladır . Ayakta duranlardan 25 tanesi oturanların hepsine pis pis bakmaktadır . Otobüsteki bütün pencereler kapalıdır ve 80 kilometre hızla yoldaki bütün çukurlara giren şoför , 2 dakikada 1 sigara yakmaktadır . Bu sırada otobüsteki 5 adet çocuk hiç durmadan ağlamakta ve dakka başı duran otobüsten kimse inmemekte , her defasında 18 kişi binmektedir . Böyle bir otobüste köfte ekmek yiyen birinin dayak yeme ihtimali yüzde kaçtır ?
A ) Yüzde bin 
B ) Epey 
C ) Ne kadar köfte o kadar dayak 
D ) Yüzde çoktur 
E ) Hepsi

Matematik oyunları

Iphone biacayip-iphone-160-600 Image Banner Matematik oyunları

Translate